Bağımsızlıkçılığı Karakter Edinen Çağların Önderi
Cumhuriyet, laik çağdaşlık ve Atatürk karşıtlarının zaman zaman Kurtuluş Savaşında başkalarını öne çıkarmaya çalıştıkları görülmektedir.Böyleleri bilerek veya bilmeyerek Milli Mücadele kahramanlarına da saygısızlık ettiklerini farkında değildirler. Çünkü o kahramanlar böyle bir savla ortaya çıkmamışlar, Atatürk’ü “TEK” lider görmüş ve etrafında toplanmışlardır.
Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatan tasarımını yapan ve utku ile sonuçlandıran lider Çağların önderidir.1897’de Manastır Askeri Lisesinde öğrenci iken kafasındaki bağımsızlık kavramı netleşir.
1899’dan itibaren sınıf arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) Mustafa Kemal’in devrimciliğini, ihtilal sonrası yapılması gerekenlerin öğrencilik yıllarında başladığını belirtir.
1905’te genç bir subay olarak “Vatan ve Hürriyet Cemiyet”ini kurar. Osmanlı İmparatorluğunun çöküntü içinde olduğunu, çöken bir devletin yerine çağdaş, tam bağımsız bir Türk Devleti kurulması gereğini belirtir. Yine 1907’de Milli Vatan – Milli Sınırlar kavramını ortaya atar.
1909 Selanik günlerinde arkadaşlarıyla ülkenin durumunu tartışır ve gelecekte dışişlerini Dr. Yönetecek derken diğer arkadaşlarına da çeşitli görevler verir. Bu olağanüstü bir seziştir. Gün gelmiş Dr. Tevfik Rüştü (Aras) Dışişleri bakanı olmuştur.
Arnavut isyanını bastırdıktan sonra Selanik’te verilen bir yemekte Alman Albayı Von Anderten şerefine kadeh kaldırıldığında bu olayı küçümser “zamanı gelince Türk Ordusu Türk Milletinin bağımsızlığını kurtaracaktır. Çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırılacağını söyler (1).
Soyfa Ateşemilitleri iken Şakir Zümer’e; gelecekte Türkler toplum hayatının tüm incelik ve yeniliklerini öğreneceklerdir.. der.
24 Ocak 1917’de Diyarbakır’da bölge valileri ile toplantı yaparak günü ve gelecekte yapılacakları dile getirir.
20 Eylül 1917’de Sadrazam Talat Paşaya ülkenin içinde bulunduğu durumu ve yapılacakları belirten ünlü tarihi raporunu yazar.
25 Ekim 1918’de Katma’da Antep Milletvekili Ali Cenani’ye 29 Ekim’de 20. Kolordu komutanı Ali Fuat Cebesoy Paşaya dediği gibi. “Artık iş ulusun kendisine kalmıştır”. Ali Cenani: “Kilis’in Katma istasyonunda bizi kabul etmiş, hükümet kayıtsız şartsız mütarekeyi kabul edebilir. Millet vatanı için ayağa kalktığı zaman silahı şimdiden sağlamamız temel görevimiz ve zaferin ilk şartıdır. Mitinglere, protestolara devam ediniz. Ama elinizde silah olarak… Ele geçmeyecek yerlerde o günler için saklamayı temin ediniz. Size milletin silahını düşmanın eline geçmeden verdireceğim” demiş ve verdirmiştir. “Sadece Antep değil İstanbul Hükümeti’nin düşmana açık bölge kabul ettiği bütün bölgeleri savunması, işte bu silahlarla mümkün olmuştur.(2) (Geleceği görüp önlerini alan ancak büyük adamdır).
Antep’te kahramanlığı gören Fransız Koloneli Abadie: “Türk Verdun”u demiştir. Mücadele bu silahlarla yapılmıştır.
Yıldırım Orduları Grubu Komutanı olarak İngilizler İskenderun’a asker çıkarırsa ateş açacağını bildirir. Savaş Bakanı Ahmet izzet (Furgaç) Paşanın ılımlılık önerisi üzerine, nasihata uymayacağını, yerine atanacak komutanın ismini bildirmesini 6 Kasım 1918’de yazar.
Padişah tarafından 7. Ordu ve Yıldırım Orduları Grubu komutanlığı kaldırılır, İstanbul’a çağrılır.
30 Ekim 1918 günü Adana treninde Haydarpaşa rıhtımına iner. Gördüğü 55 düşman gemisi ve İngiliz askerleridir. “Geldikleri gibi giderler!”.
“Birkaç gün daha müsaade, Anadolu’ya geçeyim görürsünüz demiştir”. (3)
Şişli’de bir ev kiralar ve güvendiği arkadaşları ile kurtuluş yollarını araştırır.
15 Ocak 1919’da İsmet Bey’le (İnönü) görüşür. “Yol var mıdır? Sorusuna İsmet Bey: Anadolu’ya gitmek için bir sürü yol, bir sürü de yer” var cevabını alır.
Ali Fuat Paşa, Refet Bey, Kazım Karabekir Paşa ve Rauf Orbay’la görüşür. Ali Fuat Paşaya: “Çıkar tek kurtuluş yolu, bir milli karşı koyma hareketi yaratmadır. Ordu ile millet elele vermeli ve beraberce hareket etmelidir” der.(4)
Ali Fuat Cebesoy: Milli hareketin esaslarını Mustafa Kemal’in Şişlideki evinde yalnız ikimiz hazırlamıştık. Bazen müzakerelerimize Rauf Beyi de çağırmış ve onunla konuşmuştuk diye ifade eder.
Anadolu’ya gitmesi gerçekleşince Rauf Bey’le birlikte hapiste olan Fethi Bey’i görmeye gider. Yalnız kalınca “Kendi komutam altında milli bir ihtilal ordusu kurarak Anadolu’da halk idaresine dayanan bir meclis toplayarak amacıma varmadan önce de İstanbul’a dönmeyeceğim” der.(5). Kurtuluş Savaşı Planı:
Kurtuluş Savaşı tasarımını yapar ve “Milli Sır” olarak saklar: “Ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir milli sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak mecburiyetindeydim”. “Ulus, bağımsızlığını kalbinde ve vicdanında güçlü tutarsa ancak kuvvetli bir savaş aracı olur”.
“Savaş cephe ve cephe gerisinde olur, ordu sarsılsa da ulus vardır ve asıldır”. “Savaş görevi sınırlı değildir. Ülke düşman eline geçse de bir tepeye çıkılarak savaş sürdürülür”. “Küçük savaşın sokak ve köyde de örgütlenmesi, yersel ve ordu birlikte çarpışarak ulusal mütrezelerin kurulması gerekir”. (6)
O günlerde; 1. İngiliz Himayesi, 2. Amerika mandası, 3. Bölgesel kurtuluş çareleri düşünülmektedir (Rauf Orbay, Amerikan mandası, Kazım Karabekir Paşa, Bölgesel Kurtuluşu düşünmektedirler).
Mustafa Kemal’in Kararı: “Efendiler bu durum karşısında bir tek karar vardır. o da milli hakimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak”.
“O halde, ya İstiklal ya ölüm. İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır”.
9. Ordu Müfettişliğine atandıktan sonraki durumu özetler.
“Nezaretten çıkarken heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde yeni bir âlem vardı. Kanatlarımı çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim”(7).
Kavak’ta tüfeklerin mekanizmalarını söktürür, askerlik şubesinden aldırarak güvenli evlere taşıtır.
21 Mayıs’ta Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşaya ve 23 Mayıs’ta 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşaya telgraf çeker. “Millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdan vazifemizi yakından beraber çalışarak en iyi başarmak mümkün olacağı kanaatiyle vazifeyi kabul ettim”.12 Haziran’da Amasya’da: “Amasyalılar! Padişah ve hükümet İtilaf Devletlerinin elinde esirdir. Memleket elden gitmek üzeredir. Bu kötü vaziyete çare bulmak için sizlerle işbirliği yapmaya geldim. Düşmanlarımızın Samsun’dan yapacakları herhangi bir çıkarma hareketine karşı ayaklarımıza çarıklarımızı çekerek, dağlara çekilecek, vatanımızı en son kayasına kadar müdafaa edeceğiz”. (8)
Amasya tamimini 22 Haziranda yayınlar. “Vatanın bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun dayancı ve kararı kurtaracaktır”.
8-9 Temmuz 1919’da tüm görevlerinden istifa eder. “Resmi sıfat ve yetkilerini bırakarak, milletin sevgi ve fedakârlığına güvenerek vicdani görevime devam ettim” der.
Yakın Silah Arkadaşlarının Görüşleri:
Rafet Paşa (Bele): “Biz sadece askerliğin, O ise bütün hayatın erkan-ı harbidir” (9).
Rauf Orbay: “Mustafa Kemal Paşa mücadeleye atılmasaydı bu memleket kurtarılamazdı. Anadolu’nun tehlikeye düşen yerlerinde Batıda, Doğuda ve Güneyde başlayan ve bir yurt sever düşüncenin mahsulü olan zayıf milli mukavemet hareketleri Mustafa Kemal Paşa tarafından birleştirilmeseydi her biri ayrı ayrı kolayca bastırabilirdi” (10)
Kazım Karabekir Paşa: “Büyük bir enerji kaynağı olarak ve memlekete yaptığı değerli hizmetlerle daha genç yaşında ordu komutanlığı kademesine kadar yükselmiş bulunan Mustafa Kemal Paşa gibi değerli bir kumandan bu felaketli zamanda milletine sımsıkı sarılıyor ve milletin bir ferdi oluyor… Mustafa Kemal Paşa hayatının bütün kazancını sizler için feda etmiştir” (11)
Mustafa Kemal Paşa askerlikten istifa ettiğinde de:
“Size maiyetimdeki subay ve erlerin saygılarını iletmeye geldim. Geçmişte olduğu gibi şimdi de saygı değer komutanımızsınız…”
M. Kemal Paşa, Sakarya Savaşından sonra kendisine karşı bir suikast teşebbüsünü duyduğunda “Acaba memleketi kurtarana kadar müsaade etmezler mi” diyecektir. O’nun için vatan ve ulusun, canından da önde geldiğinin açık bir kanıtıdır.
Atatürk: yapılanları kendisine değil, halka orduya, büyük ve küçük rütbeli komutan ve subaylara, erlere herkese mal edendir. Onun içinde “Çağların Önderi”dir.
KAYNAKLAR
1- Atatürk – Bir Milletin Doğuşu – Lord Kınros S. 78
2- Kılıç Ali’nin Anıları – Hulusi Turgut
3- Tek Adam – Rüşan Eşref Ünaydın – Özleyiş S. 125
4- Tek Adam – Ş. S. Aydemir 1. C S. 345 Ali Fuat Cebesoy – Milli Mücadele Hatıraları I. C
5- Atatürk Lord Kınros S. 25
6- A.S.D. ve Nutuk
7- Tek Adam Ş. S. Aydemir I. C S. 383
8- Tek Adam Ş. S. Aydemir I. C S. 31
9- Kılıç Ali’nin Anıları S. 79 – Hulusi Turgut
10- Ulusal Kurtuluş Savaşı ve M. Mücadele I. C S. 400
11- Kılıç Ali S. 47
Lord Kinros S. 281
3 Haziran 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder