23 Ağustos 2009 Pazar

MUSTAFA KEMAL'İN İMZALI ŞİİRLERİ

“Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar bedbahtırlar. Besbelliki o adam fert sıfatı ile mahvolacaktır. Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır.
Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten bir şey bekler mi? Adam yetiştiren adam da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket edebilmelidir.”
Atatürk 17 Mart 1937
Bazı kitap ve internet sitelerinde “insanlık ülküsünün aşık ve seçkin siması” Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Çağların Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün şiirler yazdığı ve dergilerde yayınladığı bilgilerine raslanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Mustafa Kemal Atatürk, adı geçen şiirleri yazmamıştır. Atatürk’e ait olduğu belirtilen şiirler genel de üç tanedir.
“Bir Askerin Mezarı”:
“Şurada kabrin üstünde konulmuş bir
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçururken...
Celadeti taban olurken aldığı cerihat met
....
Cayi istirahatidir, Ne mutlu ki Paye Vatan
Ona nailini intizar olmuş!...”
Bu şiiri Harbiye öğrencisi iken yazdığı söylenmektedir. “Bir Askerin Mezarı” isimli çeviri deniz subayı olan Mustafa Kemal’e aittir. Münir Süleyman Çapanoğlu” Tarih Hazinesi Dergisi’nin 15 Ocak 1951 tarihli sayısının 5. sayfasında yayımladığı bir yazı ile bu büyük yanlışlığa değinmiştir.” “Bu husus sağılığında Atatürk’e de sorularak saptanmıştır.
“Cuşima Muharebe-i Bahriyesi” adlı çevirisi de olan deniz subay Mustafa Kemal, “Gönder” soyadını almış, 1954 yılında Ankara’da vefat etmiştir.
Atatürk’e mal edilen “Kadid-i İstibdat Yahut Kırmızı İzler” isimli şiir 1908 yılında “Neyyir-i Hakikat” gazetesinde, sonrada 24 Kasım 1908 günü “Şanlı Asker” gazetelerinde yayınlanmıştır.
“Bir Köhne Kadit parçası, bir çehre-i menhus,
Zulmetler içinde mütereddit, mütelaşı
Daima mütefekkir görünen, kendine mahsus
Efkarı sakimene ile aleme karşı...
...
Kabusi hiyanetle vatan can çekişirken
Atimizi dendanı harisin kemirirken
Bir gün Rumeli Dağları envara boyandı
Hürriyetin enfası ile herkes uyandı.
Bu şiirin Atatürk’e ait olduğu yanlışlığı 19 Mayıs 1942 tarihinde başlamıştır. Aynı tarihte Ankara Halkevinde Atatürkle ilgili bir kitap sergisi açılmış ve bine yakın kitap sergilenmiştir. Sergide “Şanlı Ordu” gazetesindeki kesilmiş ve bu şiir Atatürk’e mal edilmiştir.
Hakkı Tarık Us, 24 Mayıs 1942’de Vakit Gazetesinde yazdığı bir yazı ile bu şiirin Ankara’da bulunan Mustafa Kemal isimli bir avukata ait olduğunu belirtir. Bu yazı üzerine Kadri Kemal Kop, Ankara’da avukat Mustafa Kemalle görüşüyor ve şiirin Avukata ait olduğu anlaşılıyor.
Avukat Mustafa Kemal Olgun, 30 Mayıs 1942 tarihinde Vakit Gazetesinde yayımlanın röportajında, Kadri Kemal Kop’a şunları anlatmaktadır:
“Ben bir tarihte Hamit’in (Abdülhamit II) kahrına uğramış, müebbet kalebentlikle Sinop’a gönderilmiştim...1 Aralık Ankara’da Jandarma müfettişliği yapan ve “Kara Kemal” adıyla tanınan bu zat tekaüt olarak İstanbul’a gitti. Kemal Bey Manastır’da iken orada “Neyyiki Hakikat” adında bir gazetede intisar ederdi. Kemal delaletiyle bende bu gazete ile münasebet tesis ettim ve gazeteye muhabirlik yaptım. Orada görülen “Kadid-i istibdat yahut Kırmızı İzler” manzumesi benimdir.
Hakkı Tarık Us’un uyarması üzerine bu şiirin Atatürk’le hiçbir ilgili olmadığı anlaşılmıştır.
Aynı Avukat Mustafa Kemal Ongun “Beşike Hadisesi İçin” başlıklı şiiri de yazmıştır. 19 kıtadan oluşuru.
“Çıkıyor gönüllere istimdadı
Samiamda vatanın feryadı
Çıkıyor gönüllere istimdadı
Yaralı bir ananın evladı
Etmesin mi anaya imdat?
.....
Yazık oldu, vatana ah yazık...
Her ağızdan çıkıyor: Eyvah yazık!..
Acısın bizlere ah yazık!
Mustafa Kemal
Sinop-25 Kanunuevvel 321 1905
Şiirin altında bulunan tarihe dikkat edilse gerçek ortaya çıkacaktır. Çünkü, Atatürk belirtilen tarihte Sinop’a gitmemiş olup Şamda görev yapmaktaydı.
Sonuç olarak Mustafa Kemal Atatürk’e mal edilen şiirler; deniz subayı Mustafa Kemal Gören ve avukat Mustafa Kemal Olgun’a aittir.
Ben Atatürk’ümü olduğu gibi seviyorum. Ne dayanıksız övgülere ne de dayanıksız yetmelere önem veriyorum verilmemesi gereğine inanıyorum.
Ayrıca, Atatürk Araştırma Merkezi ve Tarih Kurumu neden gerçekleri Türk halkına açıklamaz merak ediyorum.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu gerekli araştırmaları yaparak durumu Türk halkına net bir şekilde açıklamalı, hataları gidermelidir. Görevidir!
Kaynak: Sadi Borak- Atatürk ve Edebiyat

Hiç yorum yok: