Kimi kişi ve çevreler bilerek bilmeyerek veya kasıtlı olarak Atatürk’ün cenaze namazının kılınmadığını, kılındı ise niçin camide değil de başka yerde kılındığını zamanlı zamansız konu etmektedirler.
Bu yazıda konuya kaynakları ve tanıklarıyla açıklık getirilecektir.
Bilindiği gibi Çağların Önderi ATATÜRK 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9’u 5 geçe Dolmabahçe sarayında yaşama veda etmiştir.
Ölüm raporunun altında imzası olan Dr. Mehmet Kamil Berk, Ata’nın çenesini ipek bir mendil ile bağlamıştır.
Atatürk’ün ölümünü takiben Hıfssıha Enstitüsü Müdürü Dr. Nuri Hakkı Aktansel tarafından yüzünün ve sağ elinin mülojı yapılmıştır.
10 Kasım günü sürekli ve danışman doktorlar tarafından ölüm tutanağı düzenlenmiştir.
Sürekli Doktorlar: Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof. Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Nihat Reşat Belger
Danışman Doktorlar: Prof. Dr. Akil Muhtar Özden, Hayrullah Diker, Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter, Dr. Abrevayo Marmaralı ve Dr. Kamil Berk’tir. Ayrıca doktorlar otopsi yapılmasına gerek olmadığını belirtmişlerdir.
Tahnit (bozulmaması için ilaçlanması) işlemi 11 Kasım günü Ankara Gülhane Tıp Akademisi öğretim üyelerinden Patolojik Anatomi Profesörü m. Lütfi Aksu tarafından yapılmıştır
Atatürk’ün ölümü Türk halkına Hükümetin Resmi Tebliği ile Duyurulur:
“…Bu acı olay ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti ulu önderini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize içimiz yanarak, bu tarife sığmayan Ziyadan dolayı en derin taziyelerimizi sunarız… Kederimizin tesellisini ancak ve ancak O’nun büyük eserine Bağlıkla ve aziz vatanımızın hizmetine ararız. Şurasında her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, O’nun büyük eseri, Cumhuriyet Türkiye’sidir…
“Ebedi Türk milleti, Onun eserlerini ebediyete kadar yaşatacaktır. Türk Gençliği O’nun kıymetli emaneti olan Türkiye Cumhuriyet’ini daima koruyacak ve O’nun izinde yürüyecektir.”
“Kemal Atatürk, Türk’ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.”
16 Kasım 1938 günü Türk Bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayının büyük tören salonunda katafalka yerleştirilerek Milletin ziyaretine açılmış ve 18 Kasım akşamına kadar burada kalmıştır.
Cenazenin kaldırılması ve devlet töreni ile ilgili görevli 1. Ordu Komutanı Fahrettin Altay, yardımcısı ise, Tümgeneral Cemil Cahit Toydemir’dir.
Atatürk’ün cenaze namazı 19 Kasım 1938 günü saat 8.’i 10 geçe Dolmabahçe Tören Salonunda Prof. Dr. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır.
Müezzinliğini Binbaşı Hafız Yaşar Okur yapmıştır.
…“Cenazeye Fahrettin Paşa kumanda ediyordu. İçerde merasim başlarken kardeşinin arzusu üzerine, büyük ölünün içerde cenaze namazı kılındı. Hafızlar tarafından Türkçe tekbirler getirildi. Muayyeed salonu bu güzel sesli hafızların tekbirleri ile inliyor, sarayın bütün ıssız odalarını dolduruyordu. Cenaze namazını İslam Tetkik Enstitüsü Profesörü Şerafettin Yaltkaya kıldırdı. Bu zaman etraftan toplar atılmaya başlandı. Sokaklar insan almıyordu.Bütün apartman pencereleri başla doldu.Aynı zamanda bir Türk hava filosu da Saray’ın üzerinde uçuyordu.8.18’de tabut merdivenlerden ağır ağır iniyordu.On iki general abanozdan yapılmış olan tabutu 8.21’de top arabasına koydular.Bu top arabasına üç çift siyah kadana koşulmuştu.Fahrettin Altay, atlas bayrağı tabutun üzerine serdi…”(1)
“Hemşiresi Makbule Atadan Hanımefendi cenaze namazının nerde kılınacağını Genel Sekreter Hasan Rıza’dan sormuştu. Cenazenin bir camiye götürülmesinin dinen şart olup olmadığını, devrin büyük din âlimlerinden İlahiyat Fakültesi İslam Dini Felsefesi Or. Prof. Mehmet Şerafettin Yaltkaya’dan sorulmuş böyle bir şeri zorunluluk olmadığını fakat bir içeride Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi’den sorulmasını istemişti.
Rıfat Hoca: Yaltkaya’nın kanaatini tasvip ederken:
“O’nun cenaze namazı tertemiz hale getirdiği bütün vatanda bu farzın yerine getirilebileceği her yerde kılınır.”demişti. Cenaze namazı resmi tören başlamadan 8.’i 10 geçe, salonun ortasındaki büyük avizenin altına konulmuş iki masa üzerine tabutun yerleştirilmesinde sonra kılındı. İmamlığı Rıfat Börekçi’nin 1942 ölümünden sonra Diyanet İşleri Bakanlığına getirilecek olan Or. Prof. Mehmet Şerafettin Yaltkaya hoca yaptı…”(2)
“…Biraz sonra namaza başlamak üzere kalabalık bir cemaatle sarayın salonunda Şerafettin Yaltkaya, ATA’nınn sandukasının başına geçti ve bende arkasında durmakta idim. Şerafettin Yaltkaya’nın işareti ile yüksek sesle namaza başlamak üzere iken “Allah için namaza, Meyyit için duaya, Uyun imama ey hazirun diye seslendim.”
Şerafettin Yaltkaya yüksek sesle “Tanrı uludur.” Diye namaza başladı ve bende “tekbirleri” alarak yaşlı gözlerimle sevgili Ata’ma son vazifemi yerine getirdim.Namazdan sonra kumandan paşalar büyük bir saygı ile Ata’nın sandukasını elleri ve başları üzerine koydular…”(3) Çağların önderi’nin cenaze namazı 4 dakika sürmüş, Türkçe dualarla kılınmıştır. “Allahu ekber” yerine “Tanrı uludur” ve selamda “esenlikler üzerinizde olsun” diye verilmiştir.19 Kasım günü Büyük Önder’in tabutu on iki generalin omuzlarında Saray’ın dış kapısına çıkarıldı. Gülhane Parkın götürüldü. Buradan alınarak bir torpido ile Yavuz Zırhlısına nakledildi. Donanmamız ve törene gelmiş yabancı devletlerin gemilerinin eşliğinde İzmit’e getirildi. Özel hazırlanan bir tren ile Ankara’ya gönderildi.
Kortejde bütün devletlerin temsilcileri ve halk yer aldı.
Ankara İstasyon’unda saat 10.00’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, TBMM Meclis Başkanı, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Milletvekilleri, Ordu, Devlet ileri gelenleri ve halk tarafından karşılandı.
21 Kasım 1938 günü Atatürk’ün tabutu TBMM önünden alınarak görkemli bir törenle geçici kabri olan Etnografya Müzesi’ne kondu.
9 Ekim 1944 yılında Rasattepe’de Anıtkabir inşaatına başlandı.
9 Kasım 1953 tarihinde tabutu açıldı.10 Kasım 1953’te Atataürk’ün naşı sabah 7.30’da kurşun tabutundan çıkarılarak, ceviz ağacından yapılmış tabuta alındı.Saat 9.05’te Etnografya Müzesi’nden alınan naaşı Anıtkabir’e getirildi.1330’da her ilden getirilmesi vatan toprakları ile hazırlanan ebedi istirahatına yerleştirildi.(4)
Ey Büyük Türk!
Bizim seni duyduğumuz gibi sende bizi duyuyorsan, Türk milletinin sana ve senin ona layık olduğundan emin ol.Ölüm senden uzaktır ve sen ölümden uzak kalacaksın.Çünkü sıcak sinesinde yattığın bu mübarek vatan ebediyete kadara senin kurtardığın vatan olarak kalacaktır!(5)
Bir toplum güneşieşsiz Önder. Ruhun Şad olsun’
Not: Binbaşı Hafız Yaşar Okur: Riyaset-i Cumhur (Cumhurbaşkanlığı) İnce Söz Heyeti Başkanı olarak Atatürk’ün yanında 15 yıl görev yapmıştır.
KAYNAKLAR:____________________
1-Enver Behnan Şapolya-Atatürk’ün Hayatı S.381
2-Cemal Kutay-Atatürk’ün Son Günleri S.190
3-Anılar-Binbaşı Nazıf Okur S.124
4-Prof. Dr. Uçkan Koyatürk-Kaynakçalı Atatürk Günlüğü
5-Hasan Ali Yücel
6-Org Fahrettin Altay-10 yıl savaş ve sonrası görüp geçirdiklerim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder