3 Haziran 2007 Pazar

Vahidettin


VAHİDETTİN

Abdülmecit’in 30 çocuğundan 23.dür.4 Temmuz 1918’de tahta çıkmış,17 Kasım 1922’de Cuma sabahı İngilizlere sığınarak İstanbul’dan ayrılmış,Malaya savaş gemisiyle Malta’ya gitmiştir.Birinci Dünya savaşında Osmanlı Devletine isyan etmiş eski Mekke Şerifi,yeni Hicaz Kralı Hüseyin’in daveti üzerine Malta’dan Mekke’ye geçmiştir.Mısır’da yaşamak isteği İngilizlerce uygun görülmeyince,İtalya’nın San RAMO Şehrine yerleşmiş,1926 yılında ölmüştür.

Tebrik emek için huzuruna çıkan Şeyhülislam Musa Kazım Efendiye:”Ben bu makam için hazırlanmadım.Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layıkiyle tahsil edemedim.Yaşım kemale erdi.(57 yaşındadır.)Dünyada bir emelim kalmadı.Biraderle(Veliaht Yusuf İzzet intihar etmiştir)hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından b u makama intizar da değilim...”

Adliye Nazırlarından İbrahim Bey’e:”Aczim var,korkuyorum.Maddeten hiçbir şeyden korkmam.Fakat ağır bir vazife deruhte ettim...”(1)

Düşmanlar yurdumuzu işgal edince,ulusunun acı ümitsizliğini ve derin özgürlük isteğini anlayan yıldırım bakışlı,mavi gözlü genç bir general Mustafa KEMAL 19 Mayıs 1919’da SAMSUN’A çıktı.Ölmek istemeyen TÜRK’ÜN canlı bir bayrak gibi simgesi oldu.

Vahdettin ise:Ulusal Kurtuluş Savaşını hiçbir zaman anlayamadı.Mili Mücadeleyi yok etmek için Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirdi.Yetmedi halkı isyana teşvik etti,ölüm fetvaları çıkarttı, Harb Divanında ölüme mahkum ettirdi.Yetmedi Hilafet Ordusu kurdurdu,askerlikten kovulmuş Anzavur’a Paşalık rütbesi verdi.Yetmedi Kuva-yi İnzibatiye Kuva-yı Seferiye’yi kurdurdu, elinden gelen her şeyi yaptı.

Tarihi belgelerle olaylara bakalım:Batı Cephesini kuran üç albaydan birisi olan Tümen Komutanı Bekir Sami Bey(GÜNSAV),operatör doktor Emin Bey’in evine davet edilir,yanın da yaveri Selahattin Bey’de vardır.Evde Padişah adına İstanbul’dan gelmiş Reşit Bey adında bir kişi kendisini beklemektedir.Bekir Sami Bey’e şöyle bir öneride bulunur.”Padişah bizimle beraberdir,size yardım yapmaya ve her isteğini yapmaya hazırdır.Yalnız bir şartı var:Kendisini namussuzca aldatmış olan Mustafa Kemal’i tanımamanız.Bu şartı kabul ederseniz sizi bir hafta içinde “Paşa yapacak ve ondan sonrada rütbenizi orgeneralliğe yükseltecek...”(2)
Küçük Asya’nın yüksek yaylalarında kadınlar,ihtiyarlar, çocuklar ateş hattına cephane götürmek için her türlü işkence,hatta ölümle karşı karşıya iken,İstanbul’da en sade hamal bile yeni özgürlüğün temeline bir taş koyabilmek için hayatını tehlikeye atmaktan çekinmez iken sadece O ,tüm milletin kutsal diye nitelediği bir savaşa kendini koymaktan çekinmişti...Özgürlük adına hayati bir kahramanlıkla halkı ayaklandıran mücadelenin dışında kalmakla yetinmiyor,kardeşlerinin gırtlağını sıkanların başarısını diliyordu...Bu adam; milletine,kanına,ırkına ihanet eden bu kişi,tüm Osmanlıların İmparatoru,tüm Müminlerin emiri, halifesi,Tanrının dünyadaki gölgesi,Mekke,Medine ve Kudüs’ün hadimi,Osmanlı Hanedanının otuz altıncı hükümdarı Mehmet Vahdettin’den başkası değildi...

“Osmanlı Hanedanının bir temsilcisi,memlekete düşman olan bir general ile el ele verebilir mi?Ne yazık ki bu,gerçekleşmişti.O haftada birkaç kez General Harrigton’u kabul ediyor,aralarından su sızmıyordu.Böylece Büyük Britanya,müminlerin Emiri Mehmet Vahdettin’in kişiliğinde saltanat sürüyordu.

“Üç yüz milyon Müslüman’ın halifesinin bir Hıristiyan devletten yardım ve destek istemesi ilk kez oluyordu.Peygamberin temsilcisi gavurlara sığınıyordu.”

“Eşlerinin yanında otuz kadar odalık bulunan bir sarayda yaşıyordu.Bahçıvanlarından birinin on beş yaşındaki kızı Nevzat’a aşık olmuş,söylentilere aldırmayarak evlenmiş ve sultan yapmıştı.Bu olay tüm halkının Kutsal Savaş verdiği bir sırada oluyordu.(3) Londra görüşmelerinden önce Padişah ,Yusuf Kemal’in,bir ajanına çaldırttığı 6 adet gizli belgelerin fotoğrafını çektirir ve acil olarak İngiliz Yüksek Komiseri Sir.H.Rumbold’a gönderir.Rumbold’da 7.3.1922’de Lord Curcon’a göndermiş ,masaya eli kuvvetli gelmesini sağlamıştır.

Mazhar Müfit Kansu,vahdettin görüşmesinden.”efendimizin Anadolu’ya hatta Bursa’ya kadar gelmesiyle mesele halledilir.çünkü halk padişahlarını başlarında görürse bir genel ayaklanma olur ki, düşman buna karşı duramaz.”

Vahdettin.”Beyefendi büyük atalarımın başkentinden bana kaçmayı mı teklif ediyorsunuz, der. Anadolu’ya kurtuluş mücadelesi için geçmeyen padişah,İngilizlere sığınmaktan,yurttan kaçmaktan geri durmaz.

16.3.1920’de Vahdettin,Sivas millet vekili Rauf Orbay, Balıkesir milletvekili Abdülaziz Mecdi Hoca (Tolon) ve Konya milletvekili Vehbi Hoca (Çelik) dan oluşan bir heyeti kabul eder.Karşılıklı konuşmalarda Vahdettin’i iknaya çalışırlar.o ise-hoca,hoca,dikkatli olun,bu adamlar her istediklerini yaparlar,hoca vaziyet meydana,hadiseler ortada,bu adamlar isterlerse yarın Ankara’ya girerler...ayrıca milletin koyun sürüsü olduğunu da söyler. Ayrıldıktan sonra, Mecdi Hoca derin bir acı içindedir. Vehbi Hoca elini Mecdi Hocanın omzuna kor. Hoca gam çekme,Allah büyüktür, bu millet kurtarıcısını bulacaktır.milleti koyun sürüsü saymak rızayı ilahiye aykırıdır.yaşarsak çok şey göreceğiz.”4 saltanatın kaldırılması görüşmeleri

Rasih Hoca(Kaplan-Antalya):
“O tahtta oturan kimsenin(Vahdettin)cani olduğunu bilemiyorduk.Evet canidir.Çünkü bunca kıyım yapan Yunan ordusu,kendini yıllarca Halife Ordusu diye tanıttı,düşman bu propagandayı yaparken O,bir beyanname ile olsun,Yunan ordusu neden Halifenin ordusu oluyormuş emek cesaretini gösteremedi.İslam alemi kör değil.Durumu görmüş,temsilcilerini İstanbul’a değil,Ankara’ya göndermiştir.Milletin aleyhine hareket eden bu kişiler haindir.”(5)
Hüseyin Avni (Ulaş-Erzurum):”Türkiye halkı geçmişteki düzene isyan etmiştir...makam-ı hilafet nerede ?vahdettin bacağı kırılsaydı da saltanat şurasında sevr antlaşması için ayağa kalkmasaydı...o mühür benim memleketimin,malikane gibi zorla gasledilmesi sonucu kullanılan cinayet mühürümdür.o mühür milletin idam kararını mühürledi...”(6)

Rıza Nur(Sinop):türe milletti,üç yıl önce TBMM’yi toplayarak kararını vermiştir.Hakimiyet milletindir.O halde Osmanlı imparatorluğu yıkılmış,yerine genç vemilli bir Türkiye devleti kurulmuştur ve bütün hakimiyet ondadır.(7)

Kazım Karabekir Paşa(Edirne):”Bunlar idrak tan,vicdandan yoksun birtakım insanlar...TBMM’nin kesin emriyle ilk fırsatta İstiklal Mahkemesi ile bu adamlara gereken işlemi yapalım...Hal bu ki bugün,İstiklal Muharebesi yaparken ve İstanbul aleyhimize bir cihat fetvası çıkarmış iken,doğuda İslam,ellerini bize,Anadolu milletine uzatmış ve İstanbul hükümetini lanetlemiştir.bütün şehitlerimiz,bütün gazilerimiz,ayakları ,bacakları kopmuş kardeşlerimiz,bu adamları lanetliyorlar.”(8)

Hacı İlyas Sami Efendi(Muş):”İslam hayatına,bütün İslam muhitinin mukaddesatına kayıtsız kalan vahidettin’e biat ettiğim için sağ elime nefretle bakıyorum...bir an önce zavallı mabetlerimizi,mescitlerimizi,milletimizi şu alçağın adıyla kirletmemek için buna bir son verelim...(9)

Müfit Efendi(Kurutlu oğlu-Kırşehir):”İstanbul’dakiler bizi onlara karşı isyan etmiş olarak kabul ettiler.isyan etmedik.hakkımızı istiyorduk..kendilerine verilecek,vatana ihanet suçu işlediklerini bildirmektir.(10)

Ali Fuat(Cebe soy-Ankara):”Hala İstanbul entrikaları son bulmuyor.Bence düşmanların sonuncusu(Vahdettin) bu gün halledilmelidir.”(11)

Nusret Efendi (Erzurum):”Bab-ı Ali ve saray ölmüştür.Önce bu kişiyi tahttan indirelim.”(12)

TBMM bu görüşmelerin ışığında “Padişah ve İstanbul Hükümeti hakkında kovuşturma yapılmasına ait 306” sayılı yasayı çıkaracaktır(13)

Saltanatın kaldırılması ile ilgili iki maddelik karar ½ Kasım 1922 gecesi kesinleşir.Karar sayısı 308 (14)

VAHDETTİN’İN KAÇIŞI

İngiliz generali Harrigton:”Çarşamba 15 Kasım günü Sultanın yaverinin geldiğini bildirdiler.Yaverin Mızıka Komutanı olduğunu öğrendim...Hayatının kurtarılması için bana haber yolladığını bildirdi Sultanı kaçırmakla suçlanmak istemediğim için,bu talebin yazı ile bildirilmesini istemek zorunda kaldım...(15) 16 Kasım 1922 tarihinde vahdettin yazılı istekte bulunur.(Belge)
Harrington anılarında,motordan geçerken şöyle der:”Bir an sigara tabakasını hatıra olarak bana verecek sandım. Bunun yerine eğilerek dört karısına göz-kulak olmamı istedi.”

VAHDETTİN’İN Kaçışı ve Değerlendirilmesi:

İ.Hakkı Danışmend:”Her halde makamına ve atalarının yiğitliğine layık olan hareket kaçmak değil,her vaziyette ölümü göze almak ve hatta ölmekti”(16)

Samiha Alverdi:”Sultan Vahidettin,aleyhinde birikmiş olan bütün şartlara rağmen,icap ettiği takdirde,tahtının yanıbaşında ölmeyi bilmeli,fakat her şeye rağmen bir İngiliz harb gemisiyle memleketi terk etmeyi kabul etmemeli idi...(17)

Nihal Adsız:”Osmanoğulları gibi yüzlerce yıldan beri ölümle kaynaşmış ve on bir sevgili gibi bağrına basmaya alışmış bir hanedanın temsilcisi olarak Sultan Vahidettin’in ölümden korkması kendine yakışmamıştır.”(18)

Şehzade Abdurrahman Efendi:”Bu hadise hepimizi müteessir etmiştir.Gazetelerden öğrendiğimizde hayretler içinde kaldık.”(19)

Son Halife Abdülmecid Efendi:”O hain,,yalnız vatanımıza hıyanet etmedi,hanedanımızın şerefıyle de oynadı.Artık vatandan da, hanedanımızın sicilinden de kovulan bu adamdan bahsetmeyelim.”(20)

Dr.Rıza Nur:”Yeryüzünde nice milletler gelmiş geçmişler,azametli saltanatlar kurmuşlar,sonradan batmışlardır;fakat batarken hepsinin Padişahları başlarında bulunmuş,düşmanları ile dövüşmüşlerdir.Halbuki bizim yıkım ve istiklal davamızda Padişahımız,vatan düşmanları ile birleşmiş,millet aleyhine hareket etmiştir.”(21)

Vahidettin’in Yaveri Nuri Oktay:”...Kendi rızası ile ecnebi himayesine giren bir Halife’nin bu denli alçakca hareketiyle Müslümanların gözünde Halifeliği düşer.(22)

II.Abdulhamid’in Baş Katibi Tahsin Paşa:”...Kuvvet ve nüfuz sahibi gördüğü yabancı ve düşman millete sokulup yanaşma yolunu tutmuş ve melanette daha ileri giderek,vatanını düşman istilasından kurtarmak için gaza ve bu uğurda canını feda eden Türkleri vurmaktan çekinmemiştir.”(23)

Tahsin Ünal:”Son Osmanlı Padişahı gibi son Endülüs Hükümdarı Abdullah’ta memleketi savunmadan çekilmişlerdir.Abdullah:”Kendimi tutamıyorum,kadınlar gibi ağlıyorum deyince,Annesi:”Ağlayın sefiller,ağlayın.Erkekler gibi savunamadığınız vatanınıza kadınlar gibi ağlayın.”

Şehzade Abdulhalim Efendi:”Bu hanean bitmiştir.Bizden millete hiçbir hayır beklenemez.Bizi bir tarafa atarak,millet kendini kurtarmalıdır.”(24)
Kurtuluş Savaşı sonrası yurdun her tarafında şenlikler yapılır.Yalnız Saray ve Ona bağlı daireler bu şenliğe katımazlar.(25)

İşte Vahidettin,işte tarihin,tanıkların,tanıyanların kararı.Tarih acıda olsa hükmünü vermiştir.

Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Zaferi Dünya tarihinde ender görülen savaşlardandır.Türk halkının kanıyla,göz nuruyla ve gözyaşı ile kazanılan bu zaferden sonra kurulan TÜRKİYE CUMHURİYETİ sonsuza dek yaşayacaktır.İç ve dış düşmanların iştahları kalmaya mecburdur.

Başta Çağların Önderi MUSTAFA KEMAL OLMAK üzere tüm şehitlermizi saygı ile anıyorum
.
Ordumuz Atatürk’ün ordusudur.Her zaman onur ve güven kaynağımızdır ve öyle devam edecektir.

Dersaadet İşgal Orduları Başkumandanı
General Harrrington Cenaplarına
İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere Devleti fahimesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan mahalli ahara naklimi talep ederi+m efendim.
16 Teşrinisani(Kasım)1922
Halife-i Müslim’in
Mehmet vahidettin
Vahdettin, saltanatı zamanında bir gün başkatibine şöyle der:
“Bizim hanedanımıza her türlüsü gelmiştir.Sarhoşu gelmiştir, zalimi gelmiştir, delisi gelmiştir, dinsizi gelmemiştir.”(Ali Fuat TÜRKGELDİ-Görüp işittiklerim s.273)

KAYNAKLAR:

Turgut Öz akman:Vahdettin-Mustafa Kemal ve Milli Mücadele

1-2:Sabahattin Selek-Milli Mücadele s.61-68

3:Paul Gentizon-Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu s.20-28

4:Cemal Kutay-İstiklal Savaşının Manevi Ordusu s.172

Rauf Orbay-Yakın Tarihimiz 2.c.s.272
5:I.Dönem Zabıt Cerideleri 24.c s.240

6-14:a.g.e. s.278-308

15:Jaschke Kronolojisi 4.c s.11

16.Osmanlı Kronolojisi 4.c s.444

17ürk Tarihinde Osmanlı Asırları 3.c s.194

18:Türk Ülküsü s.168

19:KSG 4.c s842

20:Aktaran N.F.Kısakürek

21:Türk Tarihi 1.c s.198

22:Son Sadrazamlar ve Oğulları-Şefik Okday

23:Sultan Abdülhamit s.171

24:Rauf Orbay-Yakın Tarihimiz 3.c s.316

25:Rauf Orbay-Cehennem Değirmeni 2.c s.84

Mehmet DEMİRAĞ-29 Ağustos 2006


Hiç yorum yok: