27 Eylül 2008 Cumartesi

ÇAĞLARIN ÖNDERİ'NİN DEVLET YÖNETİMİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

Ulusun efendisi yoktur, Ulusa hizmet vardır . Bu ulusa hizmet eden onun efendisi olur. (Aralık 1921,S.D.!)Ülkemin ve ulusumun kurtuluşu ve mutluluğu için çalışmaktan başka bir amacım yoktur. Bu, insana yeter bir sevinç ve zevk sağlar. Kişinin, ailenin rahatı ve mutluluğu ancak ulusun rahat ve mutluluğu ile sağlanabilir. (Ocak 1925,V)Bireyler düşünmeyi bilmezse, topluluklar istenen yöne, herkesce iyi veya kötü yönlere götürülebilirler. Kendisini kurtarabilmek için her bireyin yazgısıyla kendisinin ilgilenmesi gerekir. Aşağıdan yukarıya, temelden çatıya doğru yükselen bir kuruluş elbette sağlam olur. Ancak kuşku yok ki, her işin başlangıcında, aşağıdan yukarı olmaktan ziyade yukarıdan aşağıya olmak zorunluluğu vardır. (Aralık 1920,S.D.!)Şunu bir gerçek olarak biliniz ki, şeref hiç bir zaman belli bir adamın değil, bütün ulusundur. Eğer yapılan bir iş önemliyse, elde edilen başarılar belirginse, dikkat çekiciyse, her birey kendini kutlamalıdır. Çünkü böyle büyük şeyleri ancak çok yetenekli büyük uluslar yapabilir ve bu ulusların her bireyi böylesine ve büyük bir ulustan olduğunu düşünerek kendisini kutlasın. (Mart 1923,S.D.!!)Baylar ellerine bir ulusun yazgısı emanet edilen kimseler, o ulusun güç ve erkini yalnız gene o ulusun gerçek ve elde edilebilir çıkarları yolunda kullanmakla yükümlü olduklarını bir an olsun unutmamalıdırlar. Bu kimseler düşünmelidirler ki, bir ülkeyi ele geçirmek, o ülkenin yurtaşlarına egemen olmaya yetmez. Bir ulusun ruhu ele geçirilmedikçe, bir ulusun kararlılık ve iradesi kırılmadıkça, o ulusa egemen olmaya olanak yoktur. Yüzyılların oluşturduğu ulusal bir ruha, sağlam, şaşmayan bir ulusal iradeye hiçbir güç karşı koyamaz. Birinin egemenliği altına girmek istmeyen bir ulusu esir olarak tutabilecek kadar güçlü zorbalar artık dünyada kalmamıştır. (Ağustos 1924,S.D.!!)Esin ve güç kaynağı ulusun kendisidir. Ulusun ortak eğilimi, genel düşüncesi olduğunu yadsıyanlar vardır. Böylelerini hepiniz çok dumuşsunuzdur. Ülkemizin başına gelmiş olan bunca felaketler, hiç kuşku edilmemelidir ki, bu aymaz insanların ülkenin yazgısı ve iradesini ellerinde tutmuş olmalarından ileri gelmiştir. (Eylul 1924,S.D.!!) Bizim açık ve uygulanabilir gördüğümüz siyasal yöntem "ulusal siyasettir." Dünyanın içinde bulunduğu genel koşullar ve yüzyılların kafalara vekarekterlere yerleştirdiği gerçekler karşısında düşe kapılmak kadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin dediği budur, bilimin, aklın dediği budur.Ulusumuzun güçlü, mutlu ve sağlam bir düzen içinde yaşayabilmesi için devletin bütünüyle ulusal bir siyaset gütmesi, ve bu siyasetin iç örgütlenmemize uyumlu olması ve onlara dayanmasıdır. Ulusal siyaset dediğimiz zaman anlatmak istediğimiz şudur; "Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı koruyup ulusun ve ülkenin gerçek mutluluğuna, ülkenin bayındırılığına çalışmak, gelişi güzel, ulaşılamıyacak istekler ardında ulusu koşturmamak ve zarara sokmamak, uygarlık dünyasının uygara ve insanca davranışını ve karşılıklı dostluğunu beklemektir. (Nisan 1920,N)Hizmet edenler, namuslarının gereği olan ödevlerini yerine getirmekten başka bir şey yapmamışlardır. (Ocak 1923,S.D.!!)Eğer bağlı olduğum ulusun ün ve onuru varsa, ben de ün ve onurluyum. Yoksa içinizden her hangi bir adam çıkar da, ün ve onur peşinden koşar ve herkesten ayrı olmak isterse biliniz ki o başınıza beladır, beladır, beladır. Ulus böyle kimselerin davranışına müsaade etmemelidir. (10 Kasım 1930.U)Her Türk'ün son nefesi, Türk ulusunun nefesinin tükenmeyeceğini, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk! Senin için yükselmenin sınırı yoktur. (11 Ocak 1935,Mülkiye Mektebi Öğrencilerine)Durumu ve gerçeği bilenler, bağlı bulundukları ulusun insanlarını ellerinden geldiği kadar uyarıp aydınatarak onlara kurtuluş hedefine doğru yürüme yolunda kılavuzluk etmeyi en büyük insanlık ödevi bilmelidirler. (1927,N.)Tarih ne güzel aynadır. Özellikle ahlaktan yana gelişmemiş olan topluluklar en yüce kutsal kavramlar karşısında bile insanı küçülten duygulara bağlı kalmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Tarihe geçen bütün olaylarda, bu olaylara yol açanların tutum, eylem ve davranışı onların ahlak düzeyini açıkça gösterir. (Temmuz 1915,Belleten,C.V!!.S.28)Biz esinlerimizi gökten ve bilinmeyen, görünmeyen dünyalardan değil, doğrudan doğruya yaşamdan alıyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu, bir de, uluslar tarihinin binbir sıkıntı ve acı dolu yapraklarınan çıkardığımız sonuçlardır. (Kasım 1927,S.D.!)Bir ulusta, özellikle bir ulusun başında bulunan yöneticilerde bir takım kişisel tutkular ve atışmalar, ulusa, yurda karşı olan ödevin gerektirdiği yüce duygulara üstün geldiği ülkelerde çözülme ve çökme önlenemez. (Aralık 1921,S.D.!)Ülke olmassa parti kaç para eder? Önce ülke esenlğe çıkabilsin ki, partilerde ondan sonra siyasal, toplumsal bir temele, bir görüşe dayanarak kurulabilsin. (Ekim 1919,S.D.!!!)İnsanlar her zaman yüksek, temiz ve kutsal amaçlara doğru yürümelididir. Bu türlü davranıştır ki, insan olanın kafasını, vicdanını doyurur ve bütün insanlık kavramlarını karşılar. Böyle yürüyenler özverileri oranında yükselirler ve bu çeşit davranış hep açık olur.Çünkü alnı açık, kafası açık, vicdanı açık insanlar tarafından yönetilebilen toplumlar ancak bir anlamda hareketleri izleyebilirler. Düşünce, duygu ve girişimlerini gizli tutanlar, gizli araç kullanmaya kalkanlar kesin olarak utanç veren akıl ve mantık dışı harekelerde bulunanlar olabilir. Böyle girişimlerde bulunanların elde edecekleri sonuç, eninde sonunda, acı bir düş kırıklığından başka bir şey değildir. (1 Haziran1926,S.D.!!!)Ulusa dost görünüp de, ilk fırsatta iktidara geçtikten sonra onun gerçek ihtiyaçlarını düşünecek yerde, ülkeyi kendi istediği yönde götüren laf anlamayan, yetkililerin uyarılarına kulak asmayan, ulusta var olan güçleri kendisine bağlamaya çalışan kahraman görünüşlü insanlardan çok acı çekildi. Onun için karabasanların yinelenip süre gitmesi arzu edilir şey değildir. (Ekim 1919,S.D.!!!)Baylar sırası gelmişken, saygıdeğer ulusuma öğüt olarak şunu derim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamarı kan ve vicdanlarındaki gerçek özü dikkatle incelemeyi bir an olsun elden bırakmasınlar. (1927,N.)ULUSUN İRADE VE İSTEKLERİNE UYMAYANLARIN YAZGISI ACI BİR DÜŞKIRIKLIĞIDIR, ÇÖKÜŞTÜR. (Mart 1923,S.D.!) KAYNAKEnver Ziya KARAL - ATATÜRK'TEN DÜŞÜNCELER

Hiç yorum yok: