Yurdumuzun kurtarılması ve kurtuluş savaşı’nın büyüklüğünü anlamak için o günleri iyi irdelemek ve incelemek gerekmektedir. Ulusun her bireyi tarihini bilmek zorundadır.
Milli Mücadele-Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk halkı, yalnız Birinci Paylaşım Savaşı’nın galipleri İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılarla savaşmamış, kışkırtmalar sonucu ayrılıkçı güçlerle Ermeni ve Rumlarla da savaşmıştır. Yetmemiş İstanbul Hükümeti, Hükümetin görevlendirildiği kişilerle, kurdurduğu paralı askerlerden oluşan orduyla, fetvalarla, şeyh, ağa ve karşı devrimcilerle de savaşmıştır.
Dünya tarihinde bu kadar cephede, çok yönlü düşmanla savaşmış, emperyalizme Anadolu bozkırında tükürdüğü tükürüğü yalatmış bir savaşta, ulusta yoktur.
Kurtuluş Savaşı’nda ayaklanmalar karşı devrimin açığa vurulması olup bir iç savaştır.
Bu ayaklanmalar başlıca 20 tanedir. Nisan 1919’dan Haziran 1921’e kadar sürmüştür. Pontus-Rum ayaklanması ise çok daha uzun tüm Kurtuluş Savaşı boyunca devam etmiş, ancak 1923’te sonuçlandırılmıştır.
Karşı devrim amaçlı İç Ayaklanmaları bastırmak için yapılan savaşlar, dış düşmanı yenmek için yapılan savaşlar kadar önemlidir.
İç ayaklanmalar bastırıldıktan sonradır ki, bütün kuvvetler dış düşmana yöneltilmiş ve kesin utku kazanılmıştır.
Monduros Mütarekesi’nin ağır şartlarına hiç ses çıkarmayan, galiplerin arzusuna göre hareket eden aciz ve sessiz bir hükümet vardı. Halk bu sessizlik karşısında “Padişah’ın bir bildiği vardır” düşüncesinde ve yıllar süren sonu yenilgilerle biten savaşlardan usanmıştı.
Kim di, Osmanlı Padişahı? Zillullahı Fil Alem, yani Tanrının yeryüzündeki gölgesi, Halife-i, Ruyu Zemin, yani Peygamberin vekili, Sultanül Berreyn (karaların hakimi), Hakanül Bahreyn (denizlerin hakimi), kendini çoban, halkı sürü gören Vahdettin. Çoban sürüsünü koruyon, kurtlara çakallara yem etmeyendir. Sürüsünü korumayan bir çobanı sürü sahibi yerinde tutmaz ve tutmamıştır da.
Kurtuluşu çok az sayıda kimse istemekte, İngiliz veya Amerikan mandası büyük çoğunluk tarafından kabul görmektedir.
Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşına karşı gelinmektedir. Padişah-Halife ve Bakanı Mustafa Kemal’i 8 Haziran 1919’da İstanbul’a geri çağırmış, 23 Haziran 1919’da da görevinden alındığını bildirmişlerdir.
5 Nisan 1920’de yayınlanan Dürrizade Abdullah (İstanbul) Fetvası ile, kurtuluş isteyenlere karşı çıkmak farz denilmiş, ölüm fetvaları, “Harb Divanı” kararları verilmiş, Halife-Sultan bu kararları imzalamıştır.
18 Nisan1920’de Hükümet çıkardığı kararnameden: “Devlet kanunlarını uygulayan, hükümet memurlarını zor kullanarak ve memuriyetleri yürütmeye engel olan ve Kuvayı Milliye adı taşıyan erbabı şekaveti (eşkiyaları) tenkil için Kuvayı İnzibatiye kurulmuştur...Erlere 30 lira maaş verilecek, teğmenlere 60 liradan başlamak üzere, alay komutanlarına 150 lira verilir.”
Kuvayı İnzibatiye, resmi olarak Anadolu Müfettişi Zeki Paşa’nın gözetiminde ve Şefik Paşa’nın yönetimindedir. Bu hıyanet ordusunun komutanlığına getirilen ve 500 lira ek ödenek alan Süleyman Şefik Paşadır. Kurmay Başkanlığını da Albay Refik yürütmektedir. (Her ikisi de 150 liklerdendir.) Devamında Ordu Komutanlığına Suphi Paşa, Kurmay Başkanlığınada Senai getirilmiştir.
Kurtuluşu sağlamak için yokluk içindeki Türk Ordusunu yok etmeğe yönelik bu hareketlere İtilaf devletleri hiç ses çıkarmamışlardır. Yenilen Kuvayı İnzibatiye askerlerini İngilizler soymuşlardır.
Düşmanla işbirliği edenler, Şeriat-Hilafet sözlerini ağızlarından düşürmeyenler ne acıdır ki, iç ayaklanmaların içinde, zaman zaman ise önünde yer almışlardır.
Tüm bunların yanında gerçek din görevlileri ve din bilginleri Kurtuluş Savaşı’nı canla başla desteklemişlerdir. Meydanlarda konuşmalar, camilerde vaaz vermişlerdir.
Ankara Müftüsü Rifat Börekçi, Amasya vaizi Abdullah Kamil Efendi, Amasya Müftüsü Tevfik Efendi, Konya Müftüsü Ali Kemal’i Efendi, İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi, Denizli Müftüsü Hulusi Efendi ve yüzlercesi Kurtuluşu desteklemişlerdir. Tüm şehitlerimiz gibi onlarında toprağı bol olsun!
Milli Mücadelede kurulan belli başlı Müdafai Hukuk Derneklerinin sayı 47 dir. Bu derneklerde görev alan din görevlilerinin sayısı 84, başkanlığını yapanların sayısı ise 17’dir.
İç isyanlar üç etrafında incelenmektedir.
1. Küme
Ali Galip, Anzavur, Kuvvayı İnzibatiye gibi İstanbul Hükümeti tarafından görevlendirilenler, partililer, eşref ve ağalar. Ayrıca Nigehban-Vatan (Yurt Kollayıcılar), Kürt Teali ve Taavün Cemiyeti (Kürt Yükselme ve Yardımlaşma Derneği), Asker-i Nigehban-ı Vatan Cemiyeti (Askeri Yurt Kollayıcılar Derneği), Teali-i İslam Cemiyeti (İslam Yüceltem Derneği) Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti(Kutsallıkları Koruma Derneği), Muhafaza-i Saltanat Cemiyeti (Saltanatı Koruma Derneği), İngiliz Muhipler Cemiyeti...vs. derneklerdir.
Kışkırtmalar sonucu çeşitli bölgelerdeki ayaklanmaların başlıcaları şunlardır:
1- Ali Batı (11 Mayıs-18 Ağustos 1919),
2- Birinci Bozkır (27 Eylül- 4 Ekim 1919),
3- İkinci Bozkır (20 Ekim- 4 Kasım 1919)
4- Şeyh Eşref (25 Ekim-25 Aralık 1919)
5- Birinci Anzavur (1 Ekim-25 Kasım 1919)
6- İkinci Anzavur (16 Şubat- 16 Nisan 1920)
7- Birinci Düzce (13 Nisan-31 Mayıs 1920)
8- Zile (25 Mayıs-21 Haziran 1920),
9- Birinci Yozgat (15 Mayıs-27 Temmuz 1920)
10- İnegöl (20 Temmuz-20 Ağustos 1920)
11- İkinci Düzce (8 Ağustos-23 Eylül 1920)
12- İkinci Yozgat (5 Eylül-30 Aralık 1920)
13- Konya (12 Ekim-22 Kasım 1920)
14- Koçgiri (6 Mart-17 Haziran 1921)
Bu ayaklanmalar ismi geçen ilk veya ilçelerle sınırlı değildir. İkinci Düzce ayaklanması Gerede, Beypazarı, Nallıhan, Gönyük, Mucur, Hendek ve Safranbolu ayaklanmalarını da içerir.
2. Küme
Dış destekli ayrılıkçı güçlerin çıkardığı ayaklanmalar:
1- Milli Aşireti ayaklanması ( 1 Haziran - 8 Eylül 1920)
2- Cemil Çeto ayaklanması (20 Mayıs -7 Eylül 1920)
3- Pontus ayaklanması (18 Ekim-1918-6 Haziran 1923)
4- Doğu ve Güneyde Fransızlarla birlikte ya da ayrı olarak Ermeni ayaklanmaları
3. Küme
Kaynağını devrim ve ideoloji sapmasından olan ayaklanmalar:
1- Demirci Mehmet Efe ayaklanması
2- Çerkez Ethem ayaklanması
Bunlardan Demirci Mehmet Efe sonradan affedilmiş ve Bozdoğanda yaşamıştır. Büyük Taarruzda müfrezesi ile Türk Ordusuna yardım ederek Nazilliden İzmir’e kadar Yunan takibine katılmıştır.
Ethem silahları ile birlikte Yunanlılara teslim olmuş, 150’likler listesine alınmış, yurt dışında ölmüştür. (Devam edecek)
Kaynaklar:
1- H.T.D. Türk İstiklal Savaşı 6. cilt
2- Generla Celal Erikan-Kurtuluş Savaşı Tarihi S./132-136
3- General Kenan Esengin-Milli Mücadele İç ayaklanmalar.
23 Ağustos 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder