Çağların önderi 16 Kasım 1919’da Sivas’ta Komutanlar-Heyeti Temsiliyye üyeleri ile bir toplantı yapmıştır. Toplantıya 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir-20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy-3. Kolordu Komutan’ı Selahaddin Bey ve 12.Kolordu Kurmay Başkanı Şemseddin Bey katılmışlardır.
Toplantıda alınan kararlar:
1- Millet Meclisinin bütün sakınca ve tehlikelere rağmen İstanbul’da toplanması zorunlu olmuştur. Yalnız bütün milletvekillerini durum hakkında aydınlatmak ve milli örgütün takip ettiği programın esaslarının mecliste savunacak kuvvetli bir grup meydana getirmek için gerekli işler yapılmalıdır.
2-Komutanlar Cemiyetin teşkilatını yaymak ve kuvvetlendirmek için her türlü önlemi alacaklardır.
3-Millet Meclisinin İstanbul’da toplanıp emniyet ve serbestlik içinde çalıştığı görülünceye kadar Heyeti Temsiliye Anadolu’da kalarak mili vazifesine devam edecektir.
4-Paris Barış Konferansı Türkiye hakkında olumsuz bir karar verildiği Hükümet ve Millet Meclisi de bunu kabul ve onayladığı takdirde bu hususta milletin isteği öğrenilecek Cemiyet Yönetmelik hükümlerine göre gereği yapılacaktır.
Kısacası alınacak olumsuz kararları komutanlar kabul etmeyeceklerdir.
Mustafa Kemal Aralık’ta Sivas’tan arkadaşları ile birlikte ayrılır.Kayseri’den sonra Kırşehir’e ve Hacı Bektaş ilçesine uğrar.Hacı Bektaş’da Alevi Dedesi Cemalettin Çelebi Efendi ile görüşür ve gerekli desteği alır.
İstanbul yanlısı Ankara valisi Muhittin Paşa Keskin’de tutuklanarak İstanbul’a gönderilmiş yerine ise halk tarafından seçilen Yahya Galip vali vekili olarak göreve başlamıştır.
Ankara’da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa gerekli hazırlıkları yapmaktadır.
Büyük Kurtarıcı 27 Aralık’ta Ankara’ya gelmişlerdir.
Yanında Rauf Orbay-Ahmet Rüstem ve Cevat Abbas Gürer ve diğer otomobillerde bulunan Süreyya Yiğit-Mazhar Müfit Kansu-Hakkı Behiç-Refik Saydam- Hüsrev Gerede ve katipler bulunmaktadır.
Kendilerini Dikme Sırtarında Vali Vekili Galip-Ankara Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Rıfat Hoca(Börekci)-yönetim kurulu üyeleri-Ali Fuat -3.000 atlı 700 yayadan oluşan Seymenler ekibi-esnaf ve tüm çevre illerinden gelen halkla birlikde Ankaralılar coşku içinde karşılarlar.Karşılayanların 30.000 üzerinde olduğu söylenmektedir.O günkü Ankara’nın 22.000 nüfuslu olduğu düşünülürse muazzam bir kalabalık olduğu görülmektedir.
Ali Fuat Paşa ‘Paşam Ankara’yı nasıl buldunuz’ sorusuna Atatürk: Cidden fevkalade tebrik ederim. Ankara hakikaten milli bir merkez haline gelmiştir’ demektedir.
Ankara: Mustafa Kemal ve arkadaşları ile birlikte İstanbul’a karşı gelen ilk şehirdir.Ayrıca İngiliz ve Fransızlara karşı da gücünü göstermeyi bilmiştir.Karargah olarak
Ziraat Mektebine yerleşmiştir.
Mutafa Kemal Paşa 27 Aralık 1919’da bütün örgütlere telgraf çekerek Ankara’nın önemini ve merkezin Ankara olduğunu belirtmiştir.29 Aralık 1019 da yayınladığı bir bildiri ile Milletvekillerinin Ankara’ya gelmelerini-kendisi ile görüştükten sonra İstanbul’a gitmelerini istemiştir.2 Ocak 1920’de ise Erzurum ve Sivas Kongresinin kararlarının korunacağını ifade etmiş ve Hakimiyet-i Milliye Gazetesinin çıkarılmasını sağlamıştır.
Meclis 12 Ocak 1920 Pazartesi günü İstanbul’da toplanmıştır.Son Osmanlı Meclisinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin bir grubunu kurmak yerine Milliciler ‘Felah-ı Vatan’ grubunu kurmuşlardır.Ancak bu grup başarılı olamamış ve Mustafa Kemali başkan seçtirememişlerdir.
Son Osmanlı Meclisi’nin aldığı en önemli kararı:Erzurum ve Sivas Kongrelerinde kabul edilen başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Heyet-i Temsiliye tarafından hazırlanan Misak-i Milliyi kabul etmesidir.Milli Yemin (Ahd-i Milli de denilmektedir). 28 Ocak 1920 de gizli oturumda kabul edilmiştir. Edirne Milletvekili Şeref Bey’in önergesi 17 Şubatta görüşülerek karara bağlandı.Ve basında yayınlanması benimsendi.18 Şubat 1920 de bütün dünyaya duyuruldu.
Misak-i Milli—Milli Yemin
1-30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi imzalandığında düşman ordularının işgali altında bulunan ve çoğunluğu ile Arap olan yerlerin kaderi oranın halkının serbestçe vereceği karara bağlı olacaktır. Bunun dışında kalan ve o gün işgal edilmeyen Türk ve İslam çoğunluğunun bulunduğu bölge bölünmez ve ayrılmaz bir bütün sayılacakdır.
2-Halkın oyu ile anavatana katılmış Elviyeyi Selase(Kars-Ardahan-Artvin) için gerekirse halkın oyuna müracat kabul edilecektir.
3-Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya’nın hukuki durumunun tespiti de halkın tam ve serbestlikle beyan edecekleri oya uygun olacaktır.
4-İstanbul şehri ve Marmara’nın güvenliği he türlü tehlikeden uzak kalmalıdır.Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarından ticari serbesti ve ulaştırma ilgili devletlerin oybirliği ile verecekleri karara bağlı kalacakdır.
5-Azınlıkların hakları komşu memleketlerdeki Müslüman halkın haklarının korunması şartı ile kabul edilecek ve sağlanacakdır.
6-Milli ve İktisadi gelişmemizi mümkün kılmak amacıyla tam serbesti ve istiklal sağlanması siyasi –adli-mali gelişmemize engel olan sınırlamanın kaldırılması gerekecekdir.
Misaki Millinin sonunda: Milli ve bölünmez Türkiye’nin sınırları çizilmiştir.İtilaf Devletlerinin desteği ile Yunanlılar taarruza geçmişlerdir.13 Kasım 1918 de İstanbul’a çıkan İtilaf Devletleri 16 mart’ta İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir.18 mart günü ise başta Rauf Orbay olmak üzere milletvekillerini tutuklamışlardır.Meclis zorla kapatılmıştır.
Tüm bu baskılara rağmen Mustafa Kemal Paşa geri adım atmamış ve büyük tepki göstererek İstanbul’un işgalini protesto ederek dünyaya duyurmuştur.
19 Mart 1920’de bir genelge yayınlayarak milletvekillerini yeni seçileceklerle birlikte Ankara’ya davet edecektir. Bu daveti Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşuna ilk adımdır.
Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivas’tan Ankara’ya giderken bir okka zeytin ve yirmi ekmek azıkla gitmişlerdir.
Atatürk’ün ve O’nun kurduğu Cumhuriyet’in karşısında olup nimetlerinden faydalanan vurguncular-soyguncular-yiyiciler-köşeyi kısa zamanda dönenler-her türlü sömürücüler- yerli işbirlikçiler- ikinci cumhuriyetçiler-laikliği kendi çıkarlarına göre yorumlayanlar !
Atatürk’ün isminden yarar sağlamaya çalışan laf ebeleri: kararlılık ve programcılık ilkesini
Yok etmeye çalışanlar – dakstil Atatürkçüleri !
Kainatta hiçbir giz saklı kalmaz. Bir gün gelir bu gök kubbe başlarına yıkılır.
4-Şubat-2009
Mehmet Demirağ
Kaynaklar:
1- Prof. Dr. Hamza Eroğlu-Türk İnkilap Tarihi
2- Ali Fuat Cebesoy-Milli Mücadele Hatıraları
3- İlhan Bardakcı-Taşhandan Kadife Kaleye
4- Seahaddin Tansel-Mondros’dan Mudanya’ya
5- Nutuk
6- G. Jaschke
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder