Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivas Kongresini toplamak için 29 ağustos 1919 günü Erzurum’dan ayrılmışlar ve geceyi bir köyde geçirerek 30 ağustos ‘ta Erzincan ‘a gelmişlerdir. Erzincan’daki görüşmeler olumlu geçmiş, tüm Erzincan halkı bütün varlıkları ile kurtuluş mücadelesine katılacaklarını bildirmişlerdir. Ertesi gün öğleden sonra da Erzincan’dan ayrıldılar. Erzincan boğazına geldiklerinden jandarmalar tarafından durduruldular. “Dersim Kürtleri boğazı tutmuştur. Tehlike var. “Her türlü tehlikeyi göze alarak yola devam etmişlerdir.
2 Eylül akşamı Sivaslıların coşkun gösterileri arasında şehre geldiler. Sadrazam Damat Ferit, Sivas Kongresini engellemek için her çareye başvurmuş, amacını gerçekleştirmek için de Kurmay Albay Ali Galip’i Elazığ (Elaziz) valiliğine atamıştır. Ali Galip ayrıca İngiliz subayı Ed Word Noel’le de işbirliği yapmıştır. Fransız Binbaşı Bruno Kongreyi engelliyeceğini ve gerekirse asker kullanacağını belirtmiştir. Tüm bu çabalar Mustafa Kemal ve arkadaşlarını yıldırmamıştır.
Sivas Kongresi 4 Eylül 1919 günü saat 14’te Sivas Lisesi (Sultanisi) salonunda toplanmıştır. Çeşitli kişilerin karşı çıkmalarına rağmen kongre üyeleri Başkanlığa Mustafa Kemal’i seçmişlerdir. Başkan seçilen Mustafa Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durumu kesin çizgilerle anlatan konuşmasını yapmıştır.
Damat Ferit, Sivas Kongresinin açıldığı gün bir Fransız gazetesine “ Mustafa Kemal Paşa tarafından icra edilen hareketin mahiyeti nedir? Sorusuna, bu hareketi “Milletin esaslı kısmına dayanmadığı, hiçbir askeri şekli haiz olmadığı, harb zamanında zabit olup bu gün her hangi bir sanatı icra etmek için Anadolu’nun ötesine berisine dağılmış kimseler olduğunu söylemiştir.
Gündeme gecikmeden önce kongreye çeşitli öneriler yapılmıştır. Padişah’a bağlılık ve İttihat Terakki Cemiyeti ile hiçbir bağın bulunmadığının belirtilmesi maddeleri kongrede üç gün tartışılmıştır. Sonunda Kongre 5 Eylül 1919’da Padişah’a socolo kartını bildirmiştir.
Tartışmalar sonunda kongre üyeleri ittihatçı olmadıklarını kabul eden bir yemin metni hazırladılar.
Yemin metni: “Saadet ve selamet-i vatandan başka hiçbir maksad-ı şahsi takip etmeyeceğime, ittiha ve Terakki Cemiyeti’nin ihyasına çalışmayacağıma, mevcud fırak-ı siyasiden hiç birinin emeli siyasisine hadim olmayacağıma v’Allah’i, billahi”
Bu durum çözüldükten sonra Amerikan Mandası üzerine sert tartışmalar yaşandı. Kongre üyeleri Bekir, Sami, Kara Vasıf, İsmail Fazıl Paşa, İsmail, Nami Bey, Refet Bele ve bazıları mandayı savunmuşlardır.
Manda taraftarları Amerika Chicago Daily News gazetesi Avrupa Muhabiri Brown adındaki gazeteciyi Sivas’a getirmişlerdir. Brown Sivas’ta 18 gün kalmış ve kongre lehine yazılar yazmıştır.
Manda tartışmaları sırasında Askeri Tıbbiye öğrencisi ve İstanbul delegesi Hikmet (Boran) ateşli konuşmalarında Mustafa Kemal Paşa’ya: Manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder. Mustafa Kemal vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırılır ve telin ederiz” demiştir. Mustafa Kemal gencin konuşmasından memnun kalmış ve parolayı belirtmiştir. “ Ya istiklal, Ya ölüm”
Sonunda Rauf Orbay’ın önerisi ile Sorun halledilmiştir.
Öneri Şöyledir.” Amerika’da senelerden beri aleyhimizde yapılmakta olan olumsuz propagandaların oluşturduğu fikir cereyanlarını düzeltmek için her şeyden öne amerikan Kongresinden memleketimizi tetkik edecek ve gerçeği görecek bir heyeti davet etmek lazımdır.
Amerika Senatosu Başkanlığına telgraf çekilmiştir.
20 Eylül 1919’da Amerikalı general Harbord 46 kişilik bir heyetle Sivas’a gelmiştir. Mustafa Kemal, Rauf Bey, Bekir Sami ve Rüstem Beylerle görüşülmüştür. Tercümanlığı Robert Kolej öğretmeni Hüseyin Bey yapmıştır.
Sivas Kongresine 120 delege gelmesi gerekirken , baskılar, olanaksızlıklar ve davaya inanmama gibi nedenlerden ötürü katılım az olmuş 38 kişi ile toplanmıştır.
Kongreye Katılan Delegeler
Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay (Sivas), Bekir Sami Kunoluk (Sivas),Rifat Dinç Bele (Canik) İsmail Paşa, İsmail Nami Danişmend, Hikmet Boran (İstanbul) , Yusuf Başkaya, Necip Ali Küçüko, Ahmet Şükrü, Hakkı Behiç(Bayiç) (Denizli),Necati Bey (Alaşehir),
İbrahim Süreyya Yiğit ( Manisa), Mehmet Tevfik, Abdurrahman Dursun ( Çorum), Yusuf Bahri (Yozgat),Nuri Sami (Kastamonu), Salih Sıtlı Keskinoğlu, Mehmet Şükrü Koçzade, Bekir Bey (Afyonkarahisar), Ahmet Nuri, Osman Nuri Özpay, Asat(Bursa), Halil İbrahim Sipahi, Hüseyin Bayraktar, Hüsrev Sami Kızıldoğan (Eskişehir), Mustafa Soylu (Niğde), Dellahzade Hacı Osman (Nevşehir), Halil Hamit (Bor), Ömer Mümtaz, Nuh Naci, Ahmet Hilma (Kalac), Kara Vasıf (Gaziantep), Boşanlı Süleyman (Samsun), Mazhar Müfit Kansu (Hakkari)
Sivas Kongresi Kararlarından
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
İstanbul Hükümeti, dışarıdan gelecek bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığı ve bütünlüğünü temin eve edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler “ Anadolu ve Rumeli Müdafaayı
Hukuk cemiyeti “ adı altında birleştirilmiştir.
Kuvayı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve ulusal iradeyi hâkim kılmak esastır.
Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendini savunacak ve direnecektir.
Genel teşkilatı yönetmek ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından bir “Heyet-i Temsiliye” seçilmiştir.
Milli iradeyi temsil etmek üzere, Millet Meclisi’nin derhal toplanması mecburidir.
Sivas Kongresinin Sonuçları
1. Tüm Ulusal Örgütler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti altında toplanmıştır.
2. Erzurum Kongresi Doğu Vilayetlerinin bağımsızlığını içerirken, Sivas Kongresi tüm ülke için genelleşmiştir.
3. Manda sorunu kapanmıştır.
4. Damat Ferit Paşa baskılara dayanamayarak istifa etmiş, yerine Milli Mücadeleye yakın olan Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulmuştur.
5. Ali Rıza Paşa Hükümeti Almanya’da yapılan görüşmeler sonunda Sivas Kongresi kararlarını tanımıştı.
6. Sivas Kongresinin seçtiği Heyeti Temsiliye Mustafa Kemal’in Başkanlığını da ülkenin gerçek yönetici durumuna gelmiştir.
7. Kongre Padişahın iradesiyle değil, halkın iradesiyle toplanmıştır.
8. Ali Fuat Cebesoy’u Batı Anadolu Kuvayi Milliye Komutanlığı atayarak yürütme yetkisini göstermiştir.
“Anadolu ve müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa
Anadolu ve Müdafaa_i Hukuk Cemiyeti Temsiliye reisi Mustafa Kemal’ i iktidarı hukuken vesilen elinde bulundurduğu için, 11 Eylul 1919 dan itibaren mili Hükümetin Şefi olarak kabul etmek gerekir .”
Jean Deny
“Sivas Kongresinden Osmanlı İmparatorluğu ile Türk Milleti arasında daha bariz bir ayırım yapılarak Erzurum Kogresinden alınan kararlarla daha ileri gidilmiştir.”
Benois- Mechin,
İngiliz amirali deroberkin 17 EYLÜL 1919 ‘da Lord Curcona gönderdiği raporda: “Alınan bütün haberlere göre milli hareket Anadoludan müstakil bir cumhuriyete doğru gitmektedir… Bu yeni milliyetçi parti bugünkü damat Ferit Hükümetinden ziyade Halk efkarını temin etmektedir.”
O günleri bilmeden günümğzün önemi bilinemez yokluğu varlığa olanaksızlığı olanaklı hale getirmek için izleyeceğimiz yol ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik yoludur.
Bu yol ATATÜRK yoludur.
KAYNAKLAR
1- Dr. Selahattin Tansel - Mondrostan Mudanya’ya kadar.
2- Tayip Gökbilgin,
3- Mazhar Müfit Kansu
4- Veh Bicem Aşgun
5- Nimet Arsan
6- Büyük Larousse
7- Prof. Dr. Hamza Eroğlu
8- Söylev
9- Eric Jan Zürcher.
29 Mart 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder